Çocukluğumdan beri babamın sık sık dillendirdiği(ona da bir
büyüğü tarafından öğretilmiş) tutumluluğa dair güzel bir söz var: “Altından
para tutmak için gümüşten el olması gerekir” Bu söz anonim bir söz değildir
ismini ve ailesini bildiğim akrabam olan, 60’lı yıllarda vefat etmiş, tacir bir
kişiye aittir.Bu sözün tutumluluğa dair derin anlamları vardır şöyle ki: altın;
insanlık tarihi boyunca en değerli maden olmuştur ,kendisine sahip olabilmek
için harcanan emeği tam olarak yansıtan, tedavül aracı olmuş ,tüm insanlığın
aklında “değerli olduğu ” yönünde ortak tasavvur oluşmuş, merkez bankaları
tarafından üretilip piyasada dolaşan paranın dahi tam karşılığı olduğu
varsayılan, üçbin yıl önce değerli olduğu gibi şimdi de değerli olan ve
gelecekte de değerli olacak ,yatırım aracı olarak kullanılırsa temsil ettiği
emek ve değeri enflasyona karşı en iyi koruyabilen bir madendir.Keza gümüş de
hep altınla beraber zikredilen,altın için bahsettiğimiz özellikleri hemen hemen
taşıyan değerli bir madendir.Altın gibi değerli madeni,ihtiyaçlar dışında
mantıksızca,maksatsızca harcamadan biriktirebilmek için gene onun değerini
bilen, değeri ve değerli olanı tam olarak anlayıp kavrayabilen ,onu
biriktirebilen gümüş gibi değerli bir elin olması gerekir,lafın özü
altının(paranın ve tutumluluğun) değerini ancak kendisi de değerli olan
gümüşten eller(burada gümüşten el tutumlu insanı ve tutumluluğu sembolize eder)
bilebilir.
10 Eylül 2011 Cumartesi
KEFİL OLMADAN ÖNCE HAYIR! DEMEYİ BİLMEK
....diğer önemli bir nokta da,gerektiği zaman
hayır diyebilmektir.insan aldatılmak istenince kesin olarak derhal hayır
diyebilmelidir: “Hayır,bütçem müsait değil,yapamam. ”Bir çok kimseler bu ahlaki
gerçeği kabul edecek cesarete sahip değildirler.Onlar yalnız kişisel
yararlarını düşünmektedirler.Onlar feragat sahibi değildirler.Onlar her şeyi
bir kenara bırakıp günlerini gün etmeye bakan insanlardır.Sonuç perişanlıktır.
“Adam imkanları dışında yaşamıştır.’’Bol bol yedirip içirdiği kimselerin
hiçbirisinden yardım görmeyecek,ona kimse acımayacaktır.
“Hayır” diyemeyen insanlar vardır tabii.Hatta böyle bir insanı hemen herkes tanımaktadır:O,kendisinden başka herkesin dostuydu.Onun en amansız düşmanı kendisiydi.Büyük bir hızla bütün imkanlarını tüketmiş olan bu zavallı adam sonunda arkadaşlarının kendisine kefil olmalarını istemişti,ama kefil olacak kimseyi bulamadı,son meteliğini harcadıktan sonra da zararsız bir insan olarak bu dünyadan göçüp gitti.Herkesin istediğini yapmayı düstur edinmişti kendisine.Kızdığı,gücendiği kimseler var mıydı ?O tarafını bilen yoktu.Ama bilinen bir tek şey vardı,hiçbir şeye hayır demiyordu.Kendisini tanıyanlar çoktu,hayır demeye cesareti olmadığını söylüyordu tanıdıkları.Babası ona küçük bir servet bırakmıştı.Bundan pay almak isteyenler derhal etrafını sarmışlardı.İşte tam “Hayır” demek zamanıydı.Ama mümkün değil,diyemiyordu.Elinden gelmiyordu hayır demek.Hiç kimsenin yalvarmasını reddedemiyordu.Onun içindir ki ,her isteği yerine getiriyordu.Cebinde parası bulunduğu sürece gelen dostlarının ardı arkası kesilmiyordu.
“Şu küçük kağıt parçasını imza eder misiniz?” diyenlerin dostu idi. “O da ne ?” diye tatlı tatlı soruyordu.Çünkü bütün saflığına rağmen tedbirli olmakla öğünüyordu.Red cevabı verdiği görülmüş değildi.Üç ay sonra oldukça dolgun bir senedin vadesi geliyordu.Bu senedi kim ödüyordu biliyor musunuz?Herkesin dostu,“Hayır” diyemeyen adam.
Bir kimsenin ne zaman “Hayır” denebileceğini bilmiş olması çok önemlidir.Çünkü insan ancak o zaman huzur ve sükuna kavuşmuş olur.Bir çok kimseler “Hayır” demedikleri ve diyemedikleri için yok olup gitmişlerdir.Kötülük içimize işlemiştir. “Hayır” demek cesaretini gösteremiyoruz.Dünyanın gidişine uymak için her türlü fedakarlığa katlanıyoruz.Çünkü küçücük kelimeyi söyleyecek kadar cesaretli değiliz.Düelloya çağrılan kimse,toplumla ilişkisi kesilir endişesiyle, “Hayır” demek cesaretini gösterememektedir.Güzel kadın beyinsiz bir zengin evlenme teklif edince “Hayır” demekte tereddüt göstermektedir.Çünkü,onun şiddetle arzu ettiği şey paradır.Dalkavuk da “Hayır” demez,çünkü o,herkese gülümsemek ve söz vermek ister.
Sizi uçuruma sürükleyecek tehlikeyi sezdiğiniz zaman hiç düşünmeden “Hayır” demek cesaretini gösteriniz.İçinizden tasvip göreceksiniz.Önünüzde zevk ve eğlence yolu açılıp da o yolda ilerlemeniz istendiği zaman cesaretle “Hayır” deyiniz.Eğer “Hayır” demez de verilen emre boyun eğerseniz,bütün erdemliğinizi kaybetmiş olursunuz.Nefsinize olan güvene öldürücü bir yumruk indirilmiş olur.İlk defa böyle bir durum karşısında bir çaba harcamaya ihtiyacınız olabilir,ama zamanla bu istek şiddetini artırmış olacaktır.Sizi tembelliğe zevk ve eğlenceye ve kötü alışkanlık edinmeye teşvik edenlere hiç düşünmeden vereceğiniz cevap “Hayır” olmalıdır. Çünkü “Hayır” kelimesinde,eğer zamanında söylenmiş olursa,gerçekten büyük fazilet vardır.
“Hayır” diyemeyen insanlar vardır tabii.Hatta böyle bir insanı hemen herkes tanımaktadır:O,kendisinden başka herkesin dostuydu.Onun en amansız düşmanı kendisiydi.Büyük bir hızla bütün imkanlarını tüketmiş olan bu zavallı adam sonunda arkadaşlarının kendisine kefil olmalarını istemişti,ama kefil olacak kimseyi bulamadı,son meteliğini harcadıktan sonra da zararsız bir insan olarak bu dünyadan göçüp gitti.Herkesin istediğini yapmayı düstur edinmişti kendisine.Kızdığı,gücendiği kimseler var mıydı ?O tarafını bilen yoktu.Ama bilinen bir tek şey vardı,hiçbir şeye hayır demiyordu.Kendisini tanıyanlar çoktu,hayır demeye cesareti olmadığını söylüyordu tanıdıkları.Babası ona küçük bir servet bırakmıştı.Bundan pay almak isteyenler derhal etrafını sarmışlardı.İşte tam “Hayır” demek zamanıydı.Ama mümkün değil,diyemiyordu.Elinden gelmiyordu hayır demek.Hiç kimsenin yalvarmasını reddedemiyordu.Onun içindir ki ,her isteği yerine getiriyordu.Cebinde parası bulunduğu sürece gelen dostlarının ardı arkası kesilmiyordu.
“Şu küçük kağıt parçasını imza eder misiniz?” diyenlerin dostu idi. “O da ne ?” diye tatlı tatlı soruyordu.Çünkü bütün saflığına rağmen tedbirli olmakla öğünüyordu.Red cevabı verdiği görülmüş değildi.Üç ay sonra oldukça dolgun bir senedin vadesi geliyordu.Bu senedi kim ödüyordu biliyor musunuz?Herkesin dostu,“Hayır” diyemeyen adam.
Bir kimsenin ne zaman “Hayır” denebileceğini bilmiş olması çok önemlidir.Çünkü insan ancak o zaman huzur ve sükuna kavuşmuş olur.Bir çok kimseler “Hayır” demedikleri ve diyemedikleri için yok olup gitmişlerdir.Kötülük içimize işlemiştir. “Hayır” demek cesaretini gösteremiyoruz.Dünyanın gidişine uymak için her türlü fedakarlığa katlanıyoruz.Çünkü küçücük kelimeyi söyleyecek kadar cesaretli değiliz.Düelloya çağrılan kimse,toplumla ilişkisi kesilir endişesiyle, “Hayır” demek cesaretini gösterememektedir.Güzel kadın beyinsiz bir zengin evlenme teklif edince “Hayır” demekte tereddüt göstermektedir.Çünkü,onun şiddetle arzu ettiği şey paradır.Dalkavuk da “Hayır” demez,çünkü o,herkese gülümsemek ve söz vermek ister.
Sizi uçuruma sürükleyecek tehlikeyi sezdiğiniz zaman hiç düşünmeden “Hayır” demek cesaretini gösteriniz.İçinizden tasvip göreceksiniz.Önünüzde zevk ve eğlence yolu açılıp da o yolda ilerlemeniz istendiği zaman cesaretle “Hayır” deyiniz.Eğer “Hayır” demez de verilen emre boyun eğerseniz,bütün erdemliğinizi kaybetmiş olursunuz.Nefsinize olan güvene öldürücü bir yumruk indirilmiş olur.İlk defa böyle bir durum karşısında bir çaba harcamaya ihtiyacınız olabilir,ama zamanla bu istek şiddetini artırmış olacaktır.Sizi tembelliğe zevk ve eğlenceye ve kötü alışkanlık edinmeye teşvik edenlere hiç düşünmeden vereceğiniz cevap “Hayır” olmalıdır. Çünkü “Hayır” kelimesinde,eğer zamanında söylenmiş olursa,gerçekten büyük fazilet vardır.
KAYNAK: Samuel Smiles,Tasarruf veya Para Biriktirme Sanatı
(Akbank Kültür Yayınları-1975) adlı kitaptan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)