29 Ağustos 2011 Pazartesi

Banka Sözleşmelerinde İmzanız Var İse Başınız Belada Olabilir


Çeşitli kredi müracaatlarınız nedeni ile bankalarda imzaladığınız Genel Kredi Sözleşmelerinin ve Kefalet Sözleşmelerinin bu sözleşmenin imzalanmasına vesile olan kredi işiniz ya da kefilliğiniz bittikten ya da bittiğini sandığınız tarihten yıllar sonra bile başınıza bela açabileceğini biliyor muydunuz?

1)İmzalanan sözleşmede imza sırasında limit yazılmamışsa boş olan kredi limiti kısmının bankalar tarafından tüketici/müşteri aleyhine çok yüksek miktarlı olarak doldurularak(suyunun suyunun suyu cinsinden bankacılık irtibatları ile ) müşteri aleyhine kullanılabilmektedir.Bundan ötürü sözleşmedeki limit kısmının hemen imza sırasında ve kullanacağınız kredi tutarı kadar doldurulmasını sağlayınız,imzaladığınız sözleşmenin bir suretini kesinlikle alınız.Ör: yirmibinTL’lik kredi kullanacaksanız sözleşmenin limit kısmını yirmibinTL olarak hemen orada doldurulmasını isteyiniz ve borcunuz bittiğinde borcun tamamının bittiğini gösterir İBRANAME alınız,rehin ya da ipotek varsa hemen kaldırılmasını sağlayınız ve ödemesi biten kredi sözleşmesinin Banka tarafından bir daha başka işlemlerde kullanılamayacağını içerir bir ihtarnameyi Noter vasıtası ile derhal bankaya ihbar/ihtar ediniz.

2)Eğer birisine kefil olmuşsanız kefalet sözleşmesindeki limit kısmının kefil olunan miktarı gösterecek şekilde doldurulmasını isteyiniz,Limit kısmı doldurulmazsa ya da kefil olduğunuz miktardan fazla bir miktar için doldurulmuşsa sözleşmeyi imzalamayınız, imzaladığınız sözleşmenin bir suretini kesinlikle alınız.Sözleşmeyi imzaladıktan sonra asıl borçlunun borcu sözleşmeye uygun olarak ödeyip ödediğini ,ödeme sonunda borcun tamamının bitip bittiğini sık sık takip ediniz bankadan sorunuz,bir kere imzalayıp unuttuğunuz kefalet sözleşmeleri size baş belası olarak geri dönebilir ayrıca imzaladığınız kefalet sözleşmesi (suyunun suyunun suyu cinsinden bankacılık irtibatları ile ) kefil aleyhine kullanılabilmektedir bundan ötürü kefil olduğunuz borç tamamen biter bitmez ya da önceden borç bitiminde kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu,başkaca bankacılık işlemlerinde kullanılamayacağını,buna izin vermeyeceğinizi içerir bir ihbarı-ihtarı noter vasıtası ile bankaya tebliğ ediniz.



TÜKETİCİLER NASIL KANDIRILIR ?


- Satıcılar kapıya gelerek 3-5 YTL değerinde “gümüş (!) bir tepsi size hediye çıktı” diyerek değeri piyasada çok düşük olan tencere takımı, tansiyon aleti, halı yıkama makinesi gibi ürünleri çok pahalı satarak.

- Telefon açılarak “ücretsiz yemek, ücretsiz seyahat” vaadilerek müzikli ve hoş ışıklı mekanlarda güzel bayanların sunumunda boyunuzu çok aşan bir devre mülk satış sözleşmesini imzalatarak.

- Sokakta ellerinde “ ücretsiz kozmetik bakım” broşürleriyle avlayarak size 20-30 saatlik cilt bakımı (standardı olmayan, sağlıksız koşullarda) senetleri imzalatılarak.

- Son kullanım tarihi geçmiş ürünlerin üzerine ikinci bir etiket yapıştırarak.

- İlanlarda, broşürlerde, kampanyalarda“ Stoklarla sınırlıdır” yazdıktan bir gün sonra “ elimizde kalmadı” diyerek başka bir ürün satmayı deneyerek. -

- Kayıt dışı, kaçak, garantisi- faturası olmayan elektronik ürünleri “UCUZ” ve “AYNI KALİTEDEN” diye satarak.

- Özellikle pazarlarda önceden bozulmaya yüz tutmuş domates, elma vb. gibi sebze ve meyveleri önceden kağıt kaselerin dibine veya derin terazinin kefesi içine saklayarak.

- Sağlam, gösterişli sebze ve meyveleri öne dizerek yüksekçe tepeler oluşturup
arkasına bozuk , çürümüş ürünleri yığarak.

- Tezgahta en taze balıkları, arkada el çabukluğu marifetle bayatlarıyla değiştirerek.

- Yetkili servisiz diye yetkisiz servislerle tüketici haklarınızı gaspederek.

- Garantili ürünlerde “ Bozulan parça garanti dışıdır” diye ücret istenerek.

- Siparişli işlerde sözleşme yapmayarak.

- Tüketici kredilerini alırken, kredi kartlarını talep ederken sözleşmenin bir
kopyasını size vermeyerek.

- Sözleşmeli satışlarda sözleşmelere tek taraflı, dayatmacı hükümler koyarak.

- Abartalı, haksız, gizli reklamlar yaparak.

- Kampanyalarda; tüketicinin bilgisizliğinden, dikkatsizliğinden, acele karar
vermesinden yararlanılarak.

- Duvarlara “ Satılan mal geri alınmaz”, “işlemeli ürünler geri alınmaz”, “indirimli ürünler değiştirilmez” veya “ bu işyerinde para iadesi yapılmaz” gibi yazılar asılarak.

- Ürünlerin üzerine görünür bir şekilde “ FİYAT ETİKETİ” koymayarak.

- Arabanızın benzin deposuna eksik benzin koyarak. ( Çeşitli yöntemlerle)

- “ Ucuz” diyerek 2. el cep telefonunu yeniymiş gibi veya orjinal olmayan şarj aletiyle satarak.

- Süte, su katarak,

- Tereyağına; margarin, patates vs. katarak,

- Çayı kanla bulaştırarak,

- Sahte rakı, sahte bal satarak,

- Karabibere toz katarak,

- Servis ücretlerinde en kısa mesafeden en uzun mesafenin parasını alarak.

- Her yıl öğrencilerin formalarını, spor malzemelerini değiştirerek.

- Öğrencilere bir yılda okumaları mümkün olmayan kitapları yükleyerek .

- Kristal gösterip cam satarak. 1. kalitede gösterip 2. kalite satarak.

- Halı yıkamada, kuru temizlemede değerli olanları << kayboldu >> diyerek, yerine ellerinde olan başka bir halıyı vererek.

- Fatura, fiş vermeyerek. Fatura vermeyi geciktirerek.

- “Gaz ağrısını “apandisit” diye ameliyat ederek.

- Gereksiz yere “ tümografi, emar” gibi aletleri önerip sağlığı riske ederek.

- Bir yıllık için çıkarılan vergileri yıllarca sürdürerek.

- “Bu gün git, yarın gel” denilerek

- En yetkili ağızlardan"YÜZDE YÜZ UCUZLAYACAK" nutuklarından sonra "YÜZDE YÜZ ZAM YAPILARAK".

- "BİR KEREYE MAHSUS" diye her yıl aynı vergileri alarak.

- Etiket ve tarife koymayarak.

- Türkçe kullanım kılavuzu koymayarak.

- Taksi ile gideceğiniz yerlere en uzak mesafelerden götürerek.

- "DİZİ ARASI REKLAM " diye "REKLAM ARASI DİZİ" koyarak.

- Fiş, fatura ve belge vermeyerek.

- Benzin yerine "Hava" basarak.

- "BENİM HALKIM; BENİM MİLLETİM; BENİM OKUYUCUM!" diye nutuk atarak.....