9 Eylül 2011 Cuma

Motorsiklet Çevrecidir,Ekonomiktir Ve Özgürlüktür





Motorsiklet kullanmak bizi;



1)Park sorunundan,



2)Yüksek yakıt tüketiminden,



3)Aşınma nedeni ile(araçlardaki) yüksek ustalık ve bakım masraflarından,



4)Trafik sıkışıklığından,



5)Hava kirliliğinden korur(özellikle dörtzamanlı motorsikletler)

İçimizdeki Kredi ve Kredi Kartı Canavarını Terbiye Edelim




1)Kredi Kartları ya da krediler nedeni ile yarının parasını bugünden harcamayınız,


2)Cebinizdeki kredi kartlarının yanlış kullanılması halinde bir el bombası gibi sizi,ailenizi ve sevdiklerinizi mahvedebileceğinin farkında olunuz,


3)İlla da kredi kartı kullanmak istiyorsanız bunun limitinin aylık kazancınızın yarısı kadar olmasına ve limiti zorlamamaya dikkat ediniz,


4)Kredi kartı kullanmanın,kredi kartı sayısının çok olmasının ve bunların limitinin yüksek olmasının bir ayrıcalık olduğunu düşünmeyiniz,


5)Çok zaruri olmadığı sürece kredi ve kredi kartı sözleşmelerine kefil olmayınız,kefil olmak istediğiniz kişinin mali gücünü ve borcuna sadık olup olmadığını iyi hesaplayınız,


6)Gerektiğinde kefil olmayı reddederek bazı insanların size gücenmelerinden çekinmeyiniz,


7)Reklamlardaki cazip kredi ve kartı kredi veriyoruz laflarına asla inanmayınız,hiç bir bankanın sizden ya da kefil olduğunuz şahıslardan verdikleri paradan faiz,kar payı ,vade farkı gibi namlarla daha yüksek bir para almadan kredi vermeyeceğini unutmayınız,


8)Kredi kartı ile harcadıkça kazanılmadığını aksine kaybedildiğini unutmayınız,kredi kartlarının ve kredilerin doğru zamanda doğru iş için doğru miktar kadar kullanılması durumunda işinizi kolaylaştırdığını unutmayınız,


9)İmza attığınız kredi sözleşme ve eklerinin onaylı birer adet suretini hemen imzadan sonra almayı ve evinizin emin bir yerinde uzunca bir müddet muhafaza etmeyi,yaptığınız tüm ödemeler için banka dekontu ya da makbuz almayı bunların üzerindeki miktarın ne kadar olduğunu ve ne için ödendiğini yazdırmayı ve bu evrakları emin bir yerde muhafaza etmeyi asla unutmayınız.

EL TRAKTÖRÜ VE İKİNCİ ELE ŞANS TANIMAK




Hobi tarımın vazgeçilmezlerinden olan  el traktörlerinin(kast ettiğim çapa makinası değildir çapalama aparatları kuyruk mili ile çalıştıranları kast ediyorum) fiyatlarının yüksekliği;  hobinin  tadını kaçıracak kadar yüksektir.İşe yarar ,çok amaçlı olarak kullanılabilecek ,yeterli tatmini verebilecek el traktörleri ortalama 6000-7000TL civarındadır.İşe yarar ama ucuz bir el traktörü elde edebilmek için uzun zamandır yaptığım araştırmam mutlu sonla neticelendi çünkü Rus malı Kutaisi Super 610 marka bir el traktörü şanzımanı  buldum (ki bu modeller Goldoni Super 610’un Rus versiyonudur ve birebir aynıdır) ve motorsuz olarak 1500TL ye aldım akabinde  şanzımana doğrudan takılabilen Lombardini IM 300 benzinli  motor satın alıp taktırdım,bu arada el traktörünün kaz ayağı,pulluk ve bağlantı aparatlarını kendim temizleyip boyadım,jantlarını kendim temizleyip boyadım.Üzerindeki orijinal lastikleri tahminime göre 23yıllık falan üzerinde made in CCCP yazıyor ,ben parçalanacağını sanmıştım ama sapasağlam duruyor,anlatmak istediğim  biraz istekli olunur ve çaba harcanırsa ikinci elden de iyi mamüller yapılabiliyor.,kalite yakalanabiliyor…

Bknz: www.mastercity.ru da yayımladığım resimlere
http://www.mastercity.ru/attachment....2&d=1306670339
http://www.mastercity.ru/attachment....3&d=1306670339
http://www.mastercity.ru/attachment....4&d=1306670339

TUTUMLULUK VE TOPLUMSAL DEĞERLER



Harcamayı bilemediğimiz en büyük şeylerden biri de (belki de çoktan kaybettiğimiz) manevi duygularımızdır. Sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi har vurup harman gibi savurduğumuz sevgi, saygı, hoşgörü, iyi niyet, sadakat, paylaşma, emanete sahip çıkma, inanma, dostluk, arkadaşlık, aileye bağlılık, arkadaşlığa, dostluğa sadakat gibi duygular. Daha bunlara eklenebilecek onlarca duygunun kıymetini bilmeden, dilediğimiz gibi savurganca kullanıp geriye dönüp baktığımızda elimizde avucumuzda hiçbir şeyin kalmadığını görüp sadece hayıflanarak zamanımızın da büyük bir bölümünü harcarız. Oysaki hayat(insan) yukarıda saydığımız ve bu günlerde dünya insanlarının harcamaktan hiç de çekinmediği duygulardan ibarettir. İnsan bu duygularla vardır. Hayat bunlarla anlamlı ve yaşanır hale gelir. Son yılarda insanlar tarafından bu duygular tamamen yok sayılarak ya da var olanlar da suiistimal edilerek hayat sanki sadece para ve varlıktan ibaretmiş gibi bir mahiyete büründürülmektedir. İnsanlar saniyesinde sevip aynı saniyede de nefret edebilmektedirler birbirlerinden. Birbirlerine menfaatlerinin ebatları kadar bağlı ve sadık kalabiliyorlar. Oysaki bu şekilde yaşanılan çevrede insanı insan yapan manevi değerleri kaybederek kendilerini yalnızlaştırıyorlar. Kimse kimseye hiçbir şeyini emanet edemiyor. Kapılarına çelik kapılar, kalplerine de çelikten buz gibi şüpheler takıyorlar.
      Bir kez hoşgörü ile karşılanan bir davranış taaki birbirlerine kılıç kalkan çekip, aradaki bağları kırıp dökene kadar devam ettirilmektedir. Sonuç ise temeli uzun zaman önce bile atılmış olsa bir arkadaşlığın ya da dostluğun bitişi oluyor. Yarın tekrar bir arkadaşa dosta ihtiyaç duyduklarında ise yeni birilerini aramak zorunda kalıyorlar. Tabii daha önce ona da aynı şey yapılmamışsa ya da yarın yapılmayacaksa.
      Son yıllarda boşanma ve aile yıkımlarının sebebi de yine suiistimal ve kolayca harcanıp yok edilen duygular. İnsanlar birbirlerine maddi güçleri kadar bağlı. Para varsa mutluluk yoksa huzursuzluk var diyecek kadar pervasızlaşmakta insanlar. Erkeğin inanırlığı ve güvenirliği maddi gücü kadar görülmekte. Önceden iyi bir maddiyata sahip olsa bile zaman onu yıpratmışsa iyi günde kötü günde dediği hayat arkadaşı tarafından acımasızca suçlanıp eleştirilmekte hatta devamında sorunlarıyla baş başa bırakılmaktadır. Bunun adı da hayatına sahip çıkma olarak savunulmaktadır kadın tarafından. Bu günlerde televizyonlarda görüyoruz (çöpçatan programlarında). İkinci, üçüncü, dördüncü hatta beşinci eşini arayan hanım ve beylerle dolu. Hiçbirinin maddi gücümü yeterli değildi. Tabii ki hayır. Sorun; kaybedilen, kazanılmadan kaybedilen, ya da hiç önemsenmeyen duygular. Yani kolay harcanmış ve harcanmakta olan manevi değerler.
       İnsanlar sevgi ve nefretlerini bile hemencecik harcayabiliyorlar. Sevdiler mi sonuna kadar, hemen sevip yıllar sonra söylemeleri gereken sevgi sözcüklerini hemen oracıkta peş peşe sıralayıveriyorlar. Cümlelerini en güçlü pekiştireçlerle destekleyip güçlendirerek. Daha karşılarındakinin kim, ne, nereli olduğuna bakmadan. Kızgınlıklarında da nefretlerini aynı ölçüde acımasızca haykırıyorlar saniyelik ya da köklü sevdiklerine. En son söylemeleri gereken ya da hiç söylememeleri gereken şeyleri en başta bir çırpıda söyleyiveriyorlar. Yıkıp geçiyorlar sevdiklerini, bozguna uğratıyorlar bütünüyle duygularını.
      Aileye bağlılık denen o güçlü bağ, annelerin kırk yaşına da gelsen sen benim o küçük oğlumsun (kızımsın) dediği evlenip para ve eş sahibi olan o büyük bey ya da bayanlar tarafından herkes yuvasını bilmeli bahanesinin arkasına saklandırılarak bir çırpıda yok ediliveriyor. Fazla masrafa gerek yok ev alacağız, araba alacağız bayramlarda; bide başları dara düşünce gideriz olan bağlılık daha sonra, çalışıyoruz bizim zamanımız yok huzur evleri ne güne duruyor ile son buluyor.                                       

                                                                                                           NEJLA ASLAN