13 Eylül 2011 Salı

Tüketici Hukukunda Ayıplı Mal Ve Hizmetler




Tüketici hukuku anlamında bir malın ayıplı olabilmesi için;

 1)Tüketici tarafından tüketim amacı ile satın alınmış bir mal olmalıdır(mesleki faaliyetlerde kullanılmak için alınmış mallar tüketici hukuku dışındadır.örneğin sıradan bir insan bir motosikleti kullanmak için almışsa bu mal tüketici hukuku kapsamındadır ancak aynı motosiklet bir kargo firması tarafından mal dağıtmak için alınmışsa ve kullanılıyorsa  bu motosiklet tüketici hukuku kapsamında değildir.)

 2)Malda;tüketici tarafından üretiliş amacına uygun olarak kullanılmasını engelleyecek,azaltacak ve ya tamamen ortadan kaldıracak bir eksikliğin olması gerekir.Bu noksanlık değişik şekillerde ortaya çıkabilir (ör:kullanmak için alınan çift silindirli bir motosikletin silindirlerinden birinin çalışmadığının anlaşılması,gene böyle motosikletin tüketici tarafından satıcıya 2009 model olması gerektiği söylendiği ve satıcı tarafından 2009 model olduğu vaad edildiği halde  sonradan bunun 2009 değil 2006model olduğunun anlaşılması ve ya yurda kaçak/gümrüksüz olarak sokulduğunun anlaşılması,24 ayar olduğu söylenip vaad edilerek satılan altının 22 ayar olduğunun anlaşılması,bayisinden alınan fırının çalıntı olduğunun anlaşılması gibi)

 Maldaki noksanlık illa adet, sayı olarak noksanlık değil istenmeyen arzu edilmeyen bir fazlalık şeklinde de olabilir hatta ayıplılık ekonomik verimsizlik,eksiklik şeklinde olabileceği gibi  psikolojik verimsizlik şeklinde de olabilir.

Yukarıda belirttiğimiz noksanlıkların olup olmadığı tüketici tarafından mal satın alınmadan önce sıkıca kontrol edilmeli tüm kontrole rağmen mal satın alındıktan sonra ayıp tesbit edilmişse;

Tüketici, malın teslimi tarihinden/malı teslim aldığı,almış sayıldığı tarihten  itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür(ayıbı en kesin ve güçlü bildirme yöntemi noter ihtarı çekmektir)
 Bu ihtarda muhataplar şunların en az biri,bir kaçı  ya da tamamı olabilir:malı üreten ya da ithal edenler ya da malı tüketiciye satanlar.(örneğin ayıplı motosikletin satıcısı yanında üreten ya da ithal edenler de ayıptan sorumludurlar)
Satın aldığı mal ayıplı çıkan tüketici; malı üreten ya da ithal eden ya da satanlardan şu taleplerde bulunabilir:
 a)Sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesini isteyebilir,

  b)Ve ya yukarıdaki gibi sözleşmeden dönmeyip malın yeni ve ayıpsız  aynısının kendisine verilmesini isteyebilir,

  c)Ve ya yukarıdaki iki seçeneği istemeyip malın ayıplılığı oranında bedelden indirim yapılmasını  isteyebilir (burada satış bedelinin tamamı henüz ödenmemişse bundan indirim yapılmasını ya da ödenmişse bir kısmının iadesini isteyebilir)

 d)Ve ya yukarıdaki üç haktan da vazgeçerek malın ücretsiz tamir edilmesini  isteyebilir.

Tüketici yukarıda bahsettiğimiz noter ihtarına malın ayıplı olduğunu belirttikten sonra ayrıca yukarıdaki haklardan hangisini istediğini de ayrıca ve açıkça belirtmelidir.Burada dikkat edilecek husus tüketici bu 4 seçimlik haktan sadece birini isteyebilir.hepsini ya da en az ikisini aynı anda isteyemez(ancak biri kabul edilmediği takdirde diğeri olabilir şeklinde dereceli bir istek olabilir)

BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ NEDİR?




Sosyal Güvenlik sisteminin insanlara umdukları emeklilik haklarını istenilen seviyede sunamaması nedeni ile kişilere belirli bir dönem yatırdıkları paralar karşılığında emekli olma imkanı tanıyan sisteme Bireysel Emeklilik Sistemi denir.Bu sistem 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile düzenlenmiştir.
  Bireysel Emeklilik Sisteminin temel özellik , amaç ve avantajları şunlardır:
1)Kamu sosyal güvenlik sisteminin(yani eski SSK,BAĞKUR,EMEKLİ SANDIĞI yeni adı ile SGK’nın) tamamlayıcısıdır ve destekleyicisidir.
2)Sistem sayesinde kişilere emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak kişilerin refah seviyeleri yükseltilir.
3)Ekonomiye uzun vadeli kaynak oluşturularak, istihdam arttırılır,ekonomik kalkınmaya katkı sağlanır,
4)Sistem gönüllü katılım ve belirlenmiş katkı esasına dayanır.
5)Sürekli ve düzenli olarak katkı payı yatırıldığı için kişilere disiplinli bir şekilde birikim yapma imkanı tanınır.
6)Kişiler yatırdığı katkı paylarını gelir vergilerinden indirtebilir, ayrıca bireysel emeklilik sistemi içinde kalındığı sürece sistemdeki birikimlerin gelirleri vergiden muaftır.
7)Kişilerin yatırdıkları katkı payları emeklilik yatırım fonları vasıtası ile , finans piyasalarında uzman yöneticiler eli ile değerlendirilir yönetilir.Böylece kişilere birim yapma imkanı sunulur.
8)Bireysel emeklilik sistemi vesilesi ile kişilere hayat boyu emekli maaşı alabilme ya da birimlerini toplu olarak alabilme imkanı sunulur.
Sistemin temel özellik , amaç ve avantajları ana başlıklar halinde sunduktan sonra sistemi ilgili olduğu kanunun da ışığı ile biraz daha yakından tanımaya devam edelim:
Bireysel Emeklilik Hizmeti Sağlayıcıları Kimlerdir:
Bunlar bireysel emeklilik hizmeti sektöründe faaliyet gösteren emeklilik şirketleridir.Bu şirketlerin sektörde faaliyet gösterebilmesi için Hazine Müsteşarlığından emeklilik branşı faaliyet ruhsatı almaları gerekmektedir.
Kişilerin sisteme katılımları nasıl olur:
Emeklilik Sözleşmesi ile olur.Sisteme katılacak kişi (beğendiği)şirket ile emeklilik sözleşmesi imzalamak zorundadır.Kişi ile Emeklilik şirketi arasında imzalanacak bireysel emeklilik sözleşmesinde hangi şart ve hususların bulunması gerektiği Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenir.
Kişi ile emeklilik şirketi arasında imzalanacak bireysel emeklilik sözleşmesinde;katılımcının(yani bireysel emekliliğe girmek isteyen kişinin) sisteme girmesine, sistemden ayrılmasına, emekli olmasına, katkıların ödenmesine, bu katkıların bireysel emeklilik hesaplarında izlenmesine, fonlarda yatırıma yönlendirilmesine ve katılımcı(kişi) veya lehdarına yapılacak ödemelere ilişkin konular ile kişi ile emeklilik şirketinin diğer karşılıklı hak ve yükümlülüklerine dair şartlar bulunur.
Katılımcının(yani emeklilik için müracaat eden kişi,) ve (emeklilik )şirketinin karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin neler olduğunu 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu madde 5 ve 6 dan okuyalım:
Katılımcının ve şirketin hak ve yükümlülükleri

MADDE 5. — Katılımcı, emeklilik sözleşmesinde belirtilen esaslar dahilinde, şirket nezdinde açılacak bireysel emeklilik hesabına katkı yapar. Katılımcı, emeklilik sözleşmesinde yer alacak şartlar çerçevesinde, katkı payının aynı şirkete ait birden fazla fon arasında paylaştırılmasına karar verebilir. Katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerinin başka bir emeklilik şirketine aktarılmasını talep edebilir. Bu halde şirket bildirimden itibaren en geç yedi iş günü içerisinde talebi yerine getirmekle ve birikimlerle birlikte bu hesaba ilişkin bilgi ve belgeleri aktarmakla yükümlüdür. Başka bir şirkete aktarım talebinde bulunulabilmesi için, bu Kanun kapsamında yapılan ilk emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinden itibaren en az bir yıl geçmesi gereklidir. Aktarıma, aktarım talebine ve aktarımda süre kısıtlamalarının istisnalarına ilişkin esas ve usuller Kurulun(*) uygun görüşü alınarak Müsteşarlık(**) tarafından belirlenir.

Şirket, bu maddede öngörülen aktarma yükümlülüğünü yedi iş günü içerisinde yerine getirmezse, yedinci iş gününün sonunda ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden mütemerrit hale gelir. Bu halde uygulanacak aylık temerrüt faizi, katılımcının dahil olacağı fonun son aylık getirisinin iki katından aşağı olamaz.

Şirket, katkı paylarını, şirkete intikalini takip eden en geç ikinci iş gününde yatırıma yönlendirmek zorundadır. Bu yükümlülüğün süresi içerisinde yerine getirilmemesi halinde, katılımcının dahil olacağı fonun son aylık getirisinin iki katı tutarında aylık gecikme cezası uygulanır ve bu tutar katılımcının hesabına ilave edilir.

Emekli olma ve emeklilik seçenekleri

MADDE 6. — Katılımcı, sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak koşulu ile 56 yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanır. Emekliliğe hak kazanan katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerinin bir kısmının veya tamamının defaten ödenmesini ya da yapacağı yıllık gelir sigortası sözleşmesi çerçevesinde kendisine maaş bağlanmasını talep edebilir. Şirket, katılımcının kısmen veya tamamen ödeme talebini, katılımcının emeklilik sözleşmesi gereği hak sahibi olduğu tarihten itibaren yedi iş günü içerisinde yerine getirmekle yükümlüdür. Katılımcının bu madde kapsamında birikimlerin ödenmesini talep etmesi veya başka bir şirket veya hayat sigorta şirketi ile yıllık gelir sigortası sözleşmesi yapması halinde, hesabındaki birikimler herhangi bir kesinti yapılmadan yazılı bildirimden itibaren en geç yedi iş günü içerisinde kendisine ödenir veya ilgili şirkete aktarılır.

Yıllık gelir sigortası, toplu veya belirli süreler içinde yapılan katkılara göre sigortalının yaşaması halinde hemen veya belli bir süre sonra başlayan, sigortalıya veya lehdarlarına ömür boyu veya belirli süreler için yapılan düzenli ödemelerdir. Yıllık gelir sigortası sözleşmesine göre belirlenen emeklilik maaşı, aylık, üçer aylık, altı aylık veya yıllık olarak ödenebilir. Yıllık gelir sigortası sözleşmelerinde, yıllık gelir sigortası genel şartları çerçevesinde ilgili şirketin üstlenmiş olduğu rizikonun, tazminat yükümlülüğünün türü ve kapsamının, tarafların hak ve yükümlülüklerinin, ödeme dönemlerinin, sözleşme süresi ve sözleşmeyi sona erdiren hallerin ve ilgili diğer hususların belirtilmesi zorunludur.

Emeklilik sözleşmesi süresi içerisinde, katılımcının vefat etmesi halinde lehdarı, sürekli iş göremezlik durumunun ortaya çıkması halinde ise katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerin kendisine ödenmesini talep edebilir. Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma talebinde bulunması halinde ise, bireysel emeklilik hesabındaki birikimler emeklilik sözleşmesi hükümleri çerçevesinde kendisine ödenir.

Şirket, bu maddede öngörülen aktarma ve ödeme yükümlülüklerini yedi iş günü içerisinde yerine getirmezse, yedinci iş gününün sonunda ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden mütemerrit hale gelir. Bu halde uygulanacak aylık temerrüt faizi, katılımcının dahil olduğu fonun son aylık getirisinin iki katından aşağı olamaz.

Emeklilik sözleşmesi veya yıllık gelir sigortası sözleşmesi hükümlerine göre, hak sahiplerine ödenmesi gereken tutar, ödemeyi gerektiren tarihten itibaren on yıl içinde hak sahipleri tarafından aranmamış ise, onuncu yılı takip eden yılbaşından itibaren altı ay içerisinde hak sahiplerinin adı, soyadı ve hak kazandıkları para miktarını gösterir şekilde tanzim edilecek bir cetvel ile Müsteşarlık emrine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına aktarılır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına yatırılan bu paralar iki yıl içinde sahipleri tarafından aranmadığı takdirde Hazineye gelir kaydedilir.

Şirket tarafından ilk kez uygulamaya konulacak emeklilik sözleşmeleri ve yıllık gelir sigortası sözleşmeleri ile bunlara ilişkin değişiklikler Müsteşarlığın tasdikine tâbidir. Bu madde kapsamında hak sahiplerinin bulunması için şirket ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılması gereken araştırmalara, söz konusu tutarın on yıllık süre içerisinde şirketçe ve iki yıllık süre içerisinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca değerlendirilmesine ilişkin esas ve usuller Kurulun uygun görüşü alınarak Müsteşarlık tarafından belirlenir.