Bu aralar televizyonlarda yayınlanan dizi filmlere bakıyorum da hayretler
içerisinde kalıyorum. Olan olaylar öyle izleyene kültür,bilinçlilik ya da
herhangi faydalı bir şeyler öğretecek cinsten olmadığı gibi ne dinen ne de
sosyal olarak toplum ahlakına uygun ve normal karşılanabilecek şeyler değil.
Bundan birkaç yıl öncesinde insanların başkalarından duyduklarında ‘’aman evin
içinde böyle kötü şeyleri konuşmayın” dedikleri ya da duydukları zaman
kendileri yaşamadığı halde yüz kızartan olaylar öyle sıradan ve doğal temellere
dayandırılmış ki izleyenler de artık bu olaylara “ya ama o da öyle olmasını
istemezdi” gibi dizi karakterlerini haklı çıkarıcı bahaneler bulmaya
başladılar. Benim yazmaya bile haya ettiğim şeyler yaşanıyor ve toplum bunlara
alıştırılıyor. Dizilerde kimi babası ile ortak sevgiliye, kimi kardeşi ile
ortak sevgiliye sahip. Ne garip. Ama toplumumuz artık bu tür olayları garip karşılamadığı
gibi olağanmış gibi bir gözle görmeye başladı. Hatta gelişme çağındaki
gençlerimiz onlara özenti duymaya , onlar gibi gizemli ilişkiler yaşamaya
başladılar. Çünkü dizide kardeşinin sevgilisi ile yolda tesadüfen çarpışan ya
da karşılaşan ağabey ilerleyen bölümlerde gayet masumane! Aşk yaşamaya (sözde
aşk) başlıyorlar. Ve bunu sanki sıradan ya da olması illaki gereken bir olaymış
gibi sunmaya başladılar. Yani şaşırıyorum. Be adam aşk bu kadar kolay ya da bu
kadar sıradan ya da bu kadar kim olursa olsun fark etmez bir şey mi? Dünyada
bütün insanlar bitti de sadece babanın ya da kardeşinin sevgilisi mi kaldı.
Hani nerde arına boğulmak? Bu kadar iradesiz, benliksiz mi artık insanlar. Ya
da duygular bu kadar basiretsiz ve basit mi oldular artık. Hayvanlarda bile
sahiplenme ve koruma dürtüsü varken bizim insanlarımız bu kadar mı ahlak
mevhumundan yoksunlaştılar. Ve merak ettiğim bir şey daha var. Tabi arz-talep
meselesi denilecek ama, bu dizi filmlerin yapımını, seyre koyulmasını sağlayan
insanların sorumlulukları ya da toplum adına korkuları yok mu? “ya bir gün
toplumumuz bu dizilerdeki gibi bir hale bürünürse” diye düşündükleri olmuyor mu
acaba? Kültürden, eğitimden bahsediyorlar. Ağzını açan herkes eğitim şart
diyor. Bu nasıl bir eğitim peki? Ne katıyor bu diziler eğitim ve kültür adına
bize. Bizim geleceğimiz dediğimiz gençlerimize.Ben söyleyeyim ne
kazandıracağını;Öncelikle hemcinslerine ve karşı cinse karşı bakış açıları
değişecek. Birbirlerine karşı güvensizlik oluşacak. Gizli, saklı, ayıp denen
bir şey kalmayacak. Saygı kavramı yok olacak. Her şey ulu-orta yaşanmaya
başlayacak. Ahlaksızlığı sanki olağan bir olaymış gibi izleyen genç beyinler ,
bunları orada oynayan ünlülerin hayatını bu hale getirdiğini zannederek,
kendisi de böyle bir hayatı yaşarsa ,o ünlüler gibi parıltılı bir hayata sahip
olabileceğini zannedecek. Oradakiler gibi giyinmeye, gezmeye, eğlenmeye
özenenler bunu yaşayabilecek maddi ve sosyal ortamları yaratamadıkları için
bunalıma girecekler ve aile içi parçalanmalar yaşanacak. Dahası sorunlu birey,
sorunlu aile ve sorunlu bir toplum ortaya çıkacak. Ve de-jenere olan ahlak
artık de-var olacak. Ahlak kuralları tükenen bir toplum da tükenmiş bir toplum
olarak var olmaya çalışacak. Bu yüzden gelin biz talep etmeyelim. Onlar da
bizim talebimize arz etmesinler. Reyting ve maddi kaygılar güderek diğer
taraftan toplumu çökertenlere cevabımız ancak bu olabilir.
NEJLA ASLAN
1 yorum:
Size katılıyorum, televizyondaki yozlaşma beni de çok rahatsız ediyor, yaşanılan yanlış ve ahlak anlayışımıza uymayan şeyler bilinçaltımızı etkiliyor, bir zaman sonra bunları normal karşılamaya başlayacağız.
Yorum Gönder