KEKEMELİĞİN GELİŞİMSEL SEYRİ: “ Kader Değildir; her yaşta
çözümü vardır.”
1- Bütün çocuklar 3 yaşlarında her 1.000 sözcüğün 45
tanesini takılarak ve tekrarlayarak söylerler ( Johnson, W). Çocuğun,
anadilinin dilbilgisi kurallarını yeterince öğrenemeyişi, kelime dağarcığının
yeterince gelişmemiş olması gibi sebepler bu takılma ve tekrarlamaların ana
sebebidir. 3 yaşındaki bir çocuk için bu takılma ve tekrarlar doğaldır.
2- Çocuğun konuşmasındaki doğal takılma ve tekrarlamaların
ebeveynleri tarafından fark edilmesi,
3- Çocuğun konuşmasındaki doğal akıcısızlıkların ebeveynler
tarafından eğlenceli bulunması,
4- Çocuğun konuşmasındaki doğal akıcısızlıkları ebeveynlerin
merak ederek ilgilenmeleri,
5- Ebeveynler çocuklarının konuşmalarındaki doğal
akıcısızlıkların kekemeliğe dönüşeceği düşünürler. Bundan dolayı ilerleyen
yaşlarda çocuklarının yaşayabileceği en kötü senaryoları yazmaları ve
sonrasında bu durumlara karşı geliştirmiş oldukları kaygı,
6- Ebeveynler çocuklarında gözlemledikleri konuşma
hatalarını 3 yaşından önce konuşmayı öğreniyor öngörüsüyle genelde normal kabul
ederler.
7- Çocuklar ortalama 3 yaş civarında yetişkin dil yapısına
benzer bir dil yapısı kullanmaya başlarlar. Bakkal amca, eve gelen misafir,
yolda ilk kez karşılaşılan bir teyze ile konuşmayı denerler. Bu durumları
gözlemleyen ebeveynler bu güne kadar çocukları için konuşmayı öğreniyor
yakıştırmasını yaparlarken bu günden sonra çocuklarının konuşmayı öğrendiğini
düşünürler.
8- Ebeveynler çocuklarının konuşmasındaki en küçük hataya
bile dikkat ederler. Eğer çocuklarının konuşmalarındaki hatalar takılma ve
tekrarlama türünden hatalarsa hiç beklemeden bu durum için zihinlerindeki tek
kelimeyi kullanırlar: Ke-ke-me-lik,
9- Bugüne kadar çocuklar takılıp tekrarlasalar bile bunlar
zorlanmasızdır. Çocuklarda takılma ve tekrarlamalardan bir kaçış yoktur.
10- Çocuklarının konuşmasındaki takılmalar için bir kez
kekemelik terimini kullanan ebeveynler nasıl ki konuşma sorunları konusunda
herhangi bir eğitim almadan çocuklarının konuşmasında gözlemledikleri takılma
ve tekrarlar için kekemelik tanısını koydularsa çok geçmeden çocuklarına sakin
konuş, yavaş konuş gibi eleştirilerde bulunarak çocuklarının dikkatini kendi
konuşmalarına çekerler.
11- Bugüne kadar konuşmalarındaki takılmaları ve tekrarlamaları
önemsemeyen çocuklar kendi konuşmaları konusunda yöneltilen eleştirilerin
sıklığının da artmasıyla bir şeylerin ters gittiğini düşünürler ve hastalıklı
psikolojisine bürünürler.
12- Çocuklar bu andan sonra konuşmalarındaki hataları
gizlemek ve eleştirilere daha az maruz kalmak için daha az konuşmayı tercih
ederler. Çocuğun çevresindeki insanlar bu suskunluğuna bir anlam veremezler ve
çocukta içe kapanma, çekingenlik, özgüven eksikliği gibi psikolojik sorunların
olduğunu düşünürler.
13- Bu durumla birlikte bugüne kadar 1 cil dönem kekemeliği
yaşayan çocuk 2 cil dönem kekemeliğine geçmiş olur.
14- Çocukların eleştirilere maruz kaldıkları süre arttıkça
kekemelik problemi de çocuk bünyesinde iyice yerleşmeye başlar.
15- İlk başlarda sadece cümlenin en başında tek heceli
kelimelerde görülen tekrarlamalar zamanla takılmalara dönüşür ve hece başı
sözcük başı düzeyde devam eder.
16- Tekrarlamaların ve takılmaların sıklığı artar ve çocuğun
konuşmasında oluşan akıcısızlık ebeveynlerle birlikte paralel olarak başka
insanların da dikkatini çeker.
17- Başka insanların da çocuğun konuşmasında oluşan
akıcısızlıklara dikkatlerini yöneltip çocuğa uyarılarda bulunmaları çocuğun
yaşadığı engellenme duygusunun sıklığını artıracaktır.
18- Yaşanan her engellenme duygusu takılma ve tekrarların
çocuğun konuşmasına birazcık daha yayılması ve yerleşmesi anlamına gelecektir.
19- Takılma ve tekrarların çocuğun konuşmasındaki sayısının
artışı demek ebeveynlerin birazcık daha üzülmelerine ve paniklemelerine yol
açacaktır.
20- Bu panik durumda ne yapacağını bilemeyen ebeveynler
çocuğu hocaya okutma, çocuğa kanarya suyu içirme, psikologa gitme gibi nafile
çalışmalar yapacaklardır.
21- Ebeveynlerindeki bu panik durumunu gören çocuk
kendindeki problemin tahmin ettiğinden daha büyük olduğunu düşünecek ve nasıl
söyleyeceğine ne söyleyeceğinden daha da fazla dikkat etmeye başlayacaktır. Bu
durum çocuğun daha çok takılmasına ve tekrarlamasına ve daha az akıcılıkla
konuşmasına sebep olacaktır.
22- Yani; atlıkarınca misali ebeveynlerin kaygısı arttıkça
çocuk daha fazla takılacak; çocuk daha fazla takıldıkça da ebeveynlerin kaygısı
artacaktır.
23- Bazen çocuğun konuşmasındaki takılmalar azalacak bazen
de bir süreliğine geçecektir. Ebeveynler bu duruma sevineceklerdir. Bilmezler
ki bu durum çocuklarında oluşan kekemeliğin sinsice ilerleyişidir.
24- Çocuğun okula başlaması ve arkasından okumayı
öğrenmesiyle birlikte önceleri sadece konuşmada olan takılmalar okumaya da
bulaşacaktır.
25- Her 100 çocuktan 5 tanesi hayatlarının bir döneminde
kekemelik yaşar. Bu 5 çocuktan 2 tanesi kekemeliğin başladığı yaşlar olan 2-3
yaşından ilkokulun başlamasına kadar geçen sürede kendiliğinden iyileşir. 2
tanesi ise ergenliğe kadar geçen sürede tedavi alarak iyileşir. İyileşmeyen 1
kekeme ise hayatı boyunca kekemelik yaşayabilir ve probleminin adı kronik
kekemeliktir.
26- Çocuğunuzda kekemelik başlamış ve üzerinden geçen süre
de 6 ay geçmeden iyileştiyse çocuğunuz iyileşen ilk 2 kekemeden biridir. Eğer
üzerinden 6 aydan fazla bir süre geçtiyse korkarım ki ergenliğe kadar iyileşen
4 kekemeden ziyade sizin çocuğunuz kronik kekemeliğe doğru ilerlemektedir.
27- Ailede kekemelik öyküsünün olması ve problemin
başlamasının üzerinden geçen süre uzadıkça kekemeliğin kalıcı olma ihtimali
artar. Bu yüzden bu tür çocukların fark edilir edilmez hemen izlemeye alınıp
ebeveynlerinin de kekemelik ve gelişimi konusunda bilgilendirilmeleri
gerekmektedir.
28- Başlangıçta Hece Başı Sözcük Başı takılma ve tekrarlar
ile başlayan problem zamanla her bireyde farklı bir şekle bürünür ve;
o Konuşmaya başlayamama,
o Duraksama,
o Uzatma,
o Sözcük ve hece tekrarları,
o Sesli ve sessiz bloklar şeklinde kendini gösterir.
29- Bazen bu durumlara;
o Sesli nefes alma,
o Islık,
o Burun çekme,
o Üfleme,
o Dil şaklatma,
o Çene hareketleri,
o Dil çıkartma,
o Dudak sıkma,
o Çene kaslarında gerginlik,
o Başı öne arkaya tarafa çevirme,
o Zayıf göz kontağı,
o Sürekli etrafına bakınma,
o El-kol hareketleri,
o Bacak hareketleri,
o Ayak vurma ya da sallama,
o Gövde hareketleri gibi konuşmada gözlenen ikincil
davranışlar dediğimiz davranışlar da eşlik edebilir. Farkındaysak yukarıda
belirttiğimiz her şey sadece kişinin konuşma biçiminden ibarettir. Oysa
kekemelik dediğimiz şey bunlardan çok daha fazlasını kapsar.
30- Ergenlikle birlikte son pikini yapan kekemelik
ergenliğin sonlarından itibaren kişiye özel bir hal alır.
31- Kekemelik alanında çalışan uzmanlar ergen ve yetişkin
kekemelerde terapi hedefi belirlerken bazen kekemeliği tamamen geçirmeyi
hedeflerlerken bazen de kabul edilebilir düzeyde konuşma akıcılığını
hedeflerler. Çünkü kekemeliğin başlangıcının üzerinden geçen süre arttıkça
problemin kişide kalıcılığı da artar. Bu yüzden aileler çocuklarının
konuşmalarındaki tekrar ve takılmaların kekemelik olduğunu düşündükleri anda
geç olmadan bir uzmana başvurmalıdırlar. 28.01.2012
NEVZAT KIYMAZ
NEVZAT KIYMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder